Salı, Mart 27, 2007

ay ışığı sonatı



romantizmin içinde hüzünlü,huzurlu ağır bir yolculuk gibi..

varsayılan hikayeside cok hoş..beethoven yürüyüş yaparken evlerden birinde kendi bestelerinden birinin calındığını duymuş..cok güzel yorumlandığını düşünüp,evin kapısını çalmış..çalan kör bir kızmış ve beethoven'dan onun için bir şeyler çalmasını istemiş..o gece dolunay cok güzelmiş ve beethoven o kıza dolunayın güzelliğini anlatmak için bu besteyi yapmış..

keşke bende bazen kelimelerin yetersiz kaldığı,anlam taşımadığı anlarda kendimi ifade etmek için bu kadar yumuşak bir yol bulabilsem..

Çarşamba, Mart 21, 2007

piano piano..



dün uzunca bir yazı yazmıştım..piyanodan bağımsız ama anlamı gibi yavaş..fakat hayatın içindeki tesadüfler beni yeniden bu başlık altına yazmaya itti..buralarda piyano sesi duymak ya da piyano görmek adeta bir lüks..ama tesadüfen bir gün her zaman yürüdüğüm yolları değiştirip,başka yerlerde ayak izlerimi ve bakışlarımı bırakırken bir sokak bende de bir seyler bıraktı..ruh taşıyan bir sokak olduğunu zaten ilk adımımı attığım anda hissettirmişti bana..köşesinde minicik bir oda vardı belki de bir depo bilmiyorum ama oradan gelen piyano sesiyle sarıldı her yanım bir anda..hüzünlü günlerimden biriydi ama çekimser bir gülümseme yarattı yüzümde..içimde bir kac yıldızın parıldadığını hissettim..camın önünde durup calan adamı izledim,dinledim..ben o sırada ne oradaydım ne de burada..yokluktaydım..hiçlikte..heryerdeydim..vardım..sonra o büyülü sokaktan cıkıp gittim..peşime taktığım sol anahtarı ve ardındaki notalarla..


bugun o sokak kapatılmıştı..olay mekanı olarak..kirlenmiş mi şimdi orasıda?