Salı, Mart 27, 2007

ay ışığı sonatı



romantizmin içinde hüzünlü,huzurlu ağır bir yolculuk gibi..

varsayılan hikayeside cok hoş..beethoven yürüyüş yaparken evlerden birinde kendi bestelerinden birinin calındığını duymuş..cok güzel yorumlandığını düşünüp,evin kapısını çalmış..çalan kör bir kızmış ve beethoven'dan onun için bir şeyler çalmasını istemiş..o gece dolunay cok güzelmiş ve beethoven o kıza dolunayın güzelliğini anlatmak için bu besteyi yapmış..

keşke bende bazen kelimelerin yetersiz kaldığı,anlam taşımadığı anlarda kendimi ifade etmek için bu kadar yumuşak bir yol bulabilsem..

7 yorum:

Adsız dedi ki...

gerçektendee hüzünü anlatıyor o kadar çok beğeniyorum ki dünyanın en çok hüzününü anlatan bir beste sanki gerçektende keşke hepimiz içimizdeki sesi anlatan o güzel hüzünü böle güzel bir besteyle dışarı atabilsekk
AY IŞIĞII SONATIII

Adsız dedi ki...

YA PİYANO SANKİ BNM HERŞEYİM GİBİ OLDUU ARTIK BİR BESTE DUYUYORUM VE O BESTEDEKİ NOTALARI TAHMİN ETMEYE ÇALIŞIYORUM VE DOĞRU BİLİYORUM
PİYANO SENİ SEVİYORUMM

Adsız dedi ki...

çok güzel bir hikaye ama hangisi doğru onu bilmiyorum
Müzikle uzaktan yakından ilgisi bile olmayan çoğu insan Beethoven adını bilir.Müzik dehası bir yana bazı ilklere de imza atmış bu insanın hayatı acılarla geçmiştir.Fakat bir tanesi varki adına trajedi dersek yerinde olur herhalde.

1770-1827 yılları arasında yaşadı.Bonn'da doğdu ve viyana'da öldü.Onun büyük dehasını çok önceden gören Haydn onu Viyana'ya Mozat'ın yanına göndermek üzereyken Beethoven'in annesi ölmeseydi bu iki büyük deha birbirlerini görebileceklerdi.

Burada yazacağım , her ne kadar ayrıntılarda tartışmalı olsa da genel olarak kabul edilendir.Beethoven hayatı boyunca bir tek kadını sevdi.ELİS.kimileri çok yakın bir arkadaşının,kimileri de abisinin eşi olduğunu yazıyor.Daha da dramatik olan bu ilişkiden bir çocukları olması.Hikayenin her tarafı trajedi.Beethoven yaşadığı sürece bu çocuktan baba kelimesini duyamayacaktır.

Beethoven, tek aşkım dediği Elis ile mektuplaşmaktadır.(Bu mektuplar olmasaydı bunları öğrenemeyecektik).Ona olan aşkını FÜR ELİS adlı o güzelim eserinde anlatmıştır.Ancak Aziz Nesin'in de dediği gibi yüzde altmışı (Gelen tepkiler üzerine yanlış söylediğini ifade edip yüzde doksanı diye düzeltmiştir)aptal olan bir toplumda böylesi lirik bir eser okul zili olarak kullanılmaktadır.

Beethoven ve Elis birgün kaçmaya karar verirler.Çok tehlikeli bir seydir göze aldıkları.Buluşma yeri ve saati kararlaştırılır.Elis zamanında gelir ama Beethoven gelemeyecektir çünkü onu ve yanındakileri taşıyan fayton yağmakta olan yağmurdan dolayı çamur deryasına dönen yolda bir çukura saplanır.Hemen inerler.Beethoven geç kalmak üzeredir.Faytunu çukurdan çıkarmak için ilk önce o atılır ve tekerlerin altına yatar.Bütün uğraşılara rağmen faytonu çukurdan çıkaramazlar.Beethoven'in başka çaresi yoktur,koşmaya başlar.Çok geç kalmıştır.Ancak buluşma yerinde bekleyen Elis'in dayanacak gücü kalmamıştır,sevgilisinin gelmeyeceğini düşünür.Halbuki gitmek için odanın kapısını açtığı sırada Beethoven binanın dış kapısından içeri girmişti bile.Ne yazık ki Elis gitmek için,Beethoven de biricik sevdiğine kavuşmak için iki yönlü merdivenin farklı taraflarına yönelir ve birbirlerini göremezler.

Beethoven o gece çektiği acıyı ay ışığı sonatında(No:14 C#min moon light sonata op 27) ölümsüzleştirir.Her ne kadar dinlerken farkında olmasak da Beethoven o güzelim ezgide, koşarak Elis'e ulaşmaya çalışmaktadır.

Bu iki aşık birbirlerine kavuşmak için yaptıkları bu hamleyi bir daha denemediler.Hayatları boyunca da biraraya gelemediler.

Not: Beethoven müzik tarihinde bir devrim sayılabilecek 9. senfonisini bestelediğinde işitme duyusunu yitirmişti.Bu eser ilk çalındığında dinleyenler adeta kendinden geçer.Beethoven konseri uzunbir süre sahnenin kenarından takip eder ve senfoni bitmek üzereyken sahneye gelir.Kulakları duymasa da orkestranın çaldıklarını gözleriyle takip etmekte ve sesleri algılamaktadır.Senfoni bittiğinde dinleyiciler Beethoven'i ayakta alkışlar.Tabi sırtı seyircilere dönük olduğu için bu alkış selini ancak orkestrayı yöneten şefin onu uyarması ve seyircilere yüzünü dönmesiyle farkedecektir.

Adsız dedi ki...

çoooooook güzel bu sonatı çalmaktan gurur duyuyorum

Adsız dedi ki...

piyano ve müzik aşkı benm herşeyim.Bu aşk öyle bir aşk ki hem ruhumun hem de kalbimin ayrlmaz bir parçası haline gelmiş durumda.hani insan beyni ve kalbi olmadan yaşayamazmış ya,işte öyle birşey. ben de müzik ve piyanosuz yapamıyorum.ve emin olun ki ayışığı bana bu düşüncelerden ve hüzünden çok daha farklı şeyler anlatıyor...

Adsız dedi ki...

aynn size katılıorum piano bnm de herşeim!! onu çok seviorum bn de ay ışıı sonatının 1. bölümü bitti 2. bölümüne başlicam ama bana biras zor geldi re bemol majör olduu için. o yüzden bn de 3. bölümüne geçtim onu da bitirdim sayılır ama inanırmısınız gerçektn çok harika bi beste yapmış. beethoven dan sonra schubert-mi bemol minör ü çalışıcam aslında biras zor ama işte beethoven kadar istekli olunca insan herşeii yapar.

Adsız dedi ki...

piyanom benim en değerli eşyam.eşyadan öte ayrı bi kimlik kazandı o benim için..ay ışığı sonatını tamamen bitirdim tüm piyona çalan arkdaşlara özellikle bu parça üzerinde durmalarını tavsiye ediyorum..