Perşembe, Şubat 19, 2009

ne ki bu?


"kendi yıkımını hazırlayan insan kendini yabancılaşmış, sapına kadar yalnız hisseder. toplumun dışındadır. kendi kendine şöyle der: "deliriyorum galiba". anlamadığı şudur: toplum da tıpkı kendisi gibi büyük zarar ve felaketlerden karlı çıkar. bu savaşlar, kıtlıklar, su baskınları ve depremler çok belirli gereksinimleri karşılarlar. insanlar kaos ister.(bu kisimda bidona benzin doldurur) doğrusu buna geresinimleri de vardır. durgunluklar, çatışmalar, halk hareketleri, cinayet, hepsi korkunç. ölüm ve yıkımın yarattığı bu karşı konulmaz orji durumunun içine çekilmişiz neredeyse. hepsi içimizde. içinde olmaktan zevk alıyoruz. tabii ki medya tüm bunlara üzgün bir yüz takınır, bunu, onları büyük insan trajedileri kılıfına sokarak yapar. ama hepimiz medyanın işlevini biliyoruz, dünyadaki kötülükleri yoketmeye çalışmaz, onun görevi bu kötülükleri kabul etmemizi ve onlarla birlikte yaşamamızı sağlamaktır. iktidarın bizden istediği edilgin gözlemciler olmamızdır. kibritin var mı? ve onlar bize başka bir seçenek vermezler. arada sırada bütünüyle simgesel değerde bir katılım eylemi olan oy vermenin dışında tabii. sağcı bir kukla mı yoksa solcu bir kukla mı olmak istersin? galiba şimdi sosyopolitik ve bilimsel modellere ilişkin yetersizliklerimi ve hoşnutsuzluklarımı yansıtmanın tam sırası. bırak duyulsun sessizliğim.(ve kendini yakiyor)"


"bir keresinde bir arkadaşım şunu söylemişti: yapacağın en kötü hata hayatın bekleme odasında gerçekten de uyuyorken yaşadığını düşünmektir. kurnazlık, senin uyanıkkenki akıl yeteneklerinle düşlerindeki sonsuz olanakları birleştirmektir. eğer bunu yapabilirsen herşeyi yapabilirsin.
hiç nefret ettiğin ve gerçekten de sıkı çalıştığın bir işin oldu mu? uzun, sıkı bir çalışma günü. sonunda evine gidersin yatarsın, gözlerini yumarsın. ve birden kalkar ve farkına varırsın ki o gün boyu çalışma sadece bir rüyaymış. içine uyandığın hayatı asgari ücrete satmak yeterince kötüyken, şimdi bir de rüyalarını bedavaya alırlar."


herbir dialogu ve monologu ruya gibi olan bu muhtesem filmin her satirini hatta senaryosunu buraya aktarmak isterdim ama yapmayacagim.dua edin de sizlerin de hayatina girsin.biraz sarsilir kendinize gelirsiniz belki.

Hiç yorum yok: